
Satışçı tayfasından korkacaksın…
İyi satışçı sana sürmeyeceğin o kremi sürdürür, içine giremediğin o elbiseyi aldırır, asla ihtiyacın olmayan gereksiz bir ıvır zıvır sigortasına imza attırır, üstüne bir de bir gün çayını içmeye gelirim abi diye samimiyetin dibine vurur.İşte ben sürekli böyle elemanlarla karşılaşıyorum…
Ya da karşılaştığımı sanıyorum…
Aslında belki de iyi satışçı falan yok sadece saf yurdum insanı var…
Burada, sizi biraz durdurayım. Çünkü ben o saf yurdum insanlarının 1 numarasıyım.
Pek çok satış görevlisinin kariyer basamaklarını hızla tırmanmasında misyonum oldukça büyük de diyebiliriz…Sahne : Akşam iş çıkışı İstinye Park’ta arkadaşım Ebru’yu bekliyorum. Kendisi,
ay evden bir türlü çıkamadımgillerden olduğu için bekleyen taraf genelde ben oluyorum. Beklerken sıkılmamak için kozmetik mağazalarından birine dalıyorum. Amaç zaman öldürmek, bir iki parfüm koklamak, en son çıkan kırışık kremlerine göz atmak falan filan… Sinsice yanıma yaklaşan satış görevlisini hissetmiyorum bile…
Yardımcı olmamı ister misiniz efendim?
“Hayır, sadece bakıyorum” diyorum. Gözümden netlik akıyor. Bana asla bir şey satamayacaksın şimdi bu mağazadaki bütün testerları sürüp sürüp çıkacağım nıhahaha diye sessiz kahkahalar atıyorum içimden…
Satış elemanı peki, deyip geri çekiliyor. İlk hamle başarısız!
Ojelerin yanına doğru yaklaştığımda aniden standın arkasında beliriyor.
“Aradığınız özel bir renk var mı? “
Yoo, bakıyorum diyorum bu kez sıkılgan tavrımla…
Chanel’in yeni rengi Black Pearl bu aralar çok satıyor. Özellikle gece elbiseleriyle müthiş duruyor diye modasal tavsiyeler de bulunuyor bana güzellik editörü tadındaki görevli…
Evet, çok güzel ama bence gereksiz pahalı diyerek param yok git artık mesajı vermeye çalıştığım anda en önemli atak geliyor…
Aaa evet ama bizim mağazamızın çıkardığı yeni oje serisinde Chanel’in aynı tonu vaaar!
Sonrası karanlık….
Mağazadan çıktığımda elimdeki poşette tanesi 15 lira olan 3 tane çakma Chanel oje görüyorum…
Satışçı tayfasından korkacaksın demiştim değil mi?
İyi bir satışçı ruhunuzu şeytana satar ama ruhunuz duymaz…
Sonra elinizde asla sürmeyeceğiniz Chanel’in yanından geçmeyen ojelerle kalakalırsınız…
Daha da sonra mı?
Sizi bir buçuk saat bekleten arkadaşa kallafi bir yemek ısmarlatarak ojelerin acısını çıkarırsınız olur biter :)